Bitcoin, altının yerini alabilir mi? Piyasa değeri en yüksek kripto para birimi olan Bitcoin (BTC) yıllardır çok değerli fiziksel maden olarak altına benzetiliyor.
Aslında bu benzetmelerin temel bir çıkış noktası var, bu yüzden yıllardır birbirine benzer varlıklar olarak görülüyor. İkisinin de enflasyon oranının yüksek olmaması ve sınırlı sayıda olmaları, bu benzerlik ilişkisinin temel çıkış noktası olarak görülüyor.
Bitcoin, altının yerine geçmeye başladı
Koronavirüs salgının ortaya çıkması ile beraber hem altına hem de Bitcoin’e olan talep inanılmaz bir şekilde arttı. Fakat altın sınıfta kaldı. Çünkü insanlar altına inanılmaz talep gösterirken tedarik zincirinin durma seviyesine kadar gelmesi ve ticari uçuşların da durması sebebiyle, kazılan altınların müşterilere ulaştırılması imkansız hale geldi.
Bu durum ciddi bir altın krizini ortaya çıkardı ve bu kriz tam olarak hala çözüme kavuşmadı. Diğer yandan Bitcoin ise 12 Mart tarihinde yaşadığı sert düşüşten sonra kısa bir zamanda eski seviyesine yükselmeyi başardı. Bu yükseliş ise zaten BTC’ye olan talebin ciddi bir şekilde arttığını göz önüne seriyor. BTC’nin altına göre en büyük avantajı ise altın gibi kısıtlamalara maruz kalmıyor ve dakikalar içerisinde dünyanın bir ucundan diğer ucuna hızlı bir şekilde gönderilebiliyor.
BTC’nin altına göre bir diğer avantajı ise tamamen şeffaf bir altyapıya sahip olması diyebiliriz. Bu özellik ise altın yatırımcılarının BTC’ye olan ilgisini arttırıyor. Paul Tudor Jones gibi geleneksel yatırımcıların BTC yatırımı yapacaklarını duyurmaları ise değişim ve dönüşüm sürecinin çoktan başladığının en büyük kanıtı durumunda.
Lakin tüm bunlara rağmen altının toplam piyasa değeri 7 trilyon dolar üzerinde dolayısıyla BTC’den çok ama çok ileride. Bu yüzden BTC’nin tamamen altının yerini alması için çok uzun yıllar geçmesi gerekiyor.
