Ünlü analist Aaron Arnold, Ethereum’un (ETH) güçlü bir temel atmasının ardından büyük bir yükselişe hazırlandığını söyledi.
YouTube’da 952.000 aboneye sahip olan Aaron Arnold, yeni bir videosunda, ETH’nin, işlem sonrası dolaşımdaki arzdan belirli bir miktarda ETH’yi kalıcı olarak yakan EIP-1559 güncellemesinin dönüşümünden geçtiğini söylüyor.
“Ethereum blok zinciri kullanılıyor ve Ethereum para politikasını değiştirdiği için, NFT platformu, DEX’ler (merkezi olmayan borsalar), DeFi (merkezi olmayan finans), nedeniyle 100.000’den fazla ETH yakılmış bulunmakta.”
Bu yazının yazıldığı sırada, ETH blok zinciri takip platformu Etherchain, bu ayın başlarından bu yana 125.923’ten fazla ETH’nin yakıldığını gösteriyor.
Arnold’un ETH’nin yükselişe geçeceğini düşünmesinin bir başka nedeni de düşük yıllık enflasyon oranından kaynaklanıyor.
“İlk kez, Ethereum’un günlük ihracı Bitcoin’den daha düşüktü. Öyleyse şunu bilmeliyiz: ETH’nin net enflasyonu yıllık yüzde 1,1 ve Bitcoin’in net enflasyonu yıllık yüzde 1,75 idi.”
Arnold ayrıca, merkezi olmayan finans (DeFi) platformlarında kilitlenen toplam değerin (TVL) yükselişine de baktı. Ünlü analiste göre, DeFi’de kilitli yatırım miktarı, ETH’yi dünyanın en büyük bankalarından biri olarak rekabet edebilecek bir konuma getiriyor.
“Yılın başından beri, esas olarak Ethereum ağındaki DeFi sektöründe kilitlenen toplam değer katlanarak arttı. 1 Ocak’ta, yılın başında, kilitlenen toplam değer 16 milyar dolardı. O zamanlar çok gibi görünüyordu. Bugün, bu rakam şaşırtıcı bir şekilde 85 milyar dolar. Bu, ETH’yi piyasa değeri açısından dünyanın en büyük 20. bankası konumuna getiriyor.”
Son olarak Arnold, ETH toplam arzının dörtte birinden fazlasının akıllı sözleşmelerde kilitlendiğini vurguluyor.
“Akıllı sözleşmelerde olan Ethereum, temelde kullanıldıkları için satılamayan ETH’lerdir. İşte onların faydaları var. DeFi’nin ani patlaması nedeniyle, akıllı sözleşmelere aktarılan ETH miktarı benzer şekilde tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştı. Aslında, tüm ETH’nin yüzde 26’sı şu anda akıllı sözleşmelerde kilitli olarak bulunuyor.
Bu eğilimin, bu şekilde devam etmesini bekleyebiliriz.”
